BİNBİRUMUT
   
 
  GERÇEK AŞK HİKAYELERİ

sana dair hissettiklerim...

oldukça uzun zaman oldu sen hayatıma gireli.sen öylece duruyordun aslında orda...hayatına giren ben oldum.hem de kapılara tekme atarak,en saldırgan halimle...sense hep olduğun gibi sakindin.sadece durduk yere neden sana saldırdığımı anlamaya çalışıyordun.öyle dingin bir duruşun vardı ki kendimi birden canımı yakan her şeyi sana anlatırken buldum...kendimi,içimi sana açarken buldum...

sonraları her konuşmamızda birbirimize dair pek çok şeyi paylaştık hiçbir süzgeçten geçirmeden.ne zaman canım yansa ya da çok iyi hissetsem paylaşmak,anlatmak için seni aradı gözlerim.bazen saatlerce birbirimizi bekledik yaşadıklarımızı konuşmak için...

zaman geçti...çok zaman geçti...hep konuştuk,paylaştık.daha ilk zamanlarda da demiştim ya;seni tanımasam çok şey eksik kalacaktı bende,çok anlam kattın hayatıma.

şimdi daha farklı bir anlamın var...belki de o anlam hep vardı da ben yeni anladım.birini sevmek demek,onunla her zaman,her konuda,her şeyi paylaşabileceğini bilmek demek...birini sevmek demek,onun,senin taa içinde olduğunu,gitmeyeceğini bilmek ama buna rağmen çok hassas,özenli davranmak demek...birini sevmek demek,emek vermek demek...

büyük laflar etmek istemiyorum.dev gibi cümlelere,abartılı sözlere gerek yok.filmlerdeki gibi başladı her şey.sonunu ben de bilmiyorum.tek bildiğim hayatına paldır küldür girdiğim için şu anda çok mutlu olduğum.gerisi çok da umurumda değil zaten..






GENÇ KIZ VE DELİKANLI


Genç kiz feci bir hastaligin pençesinde kivraniyordu.
Yarali kalbi artik bu dünyaya daha fazla dayanamamaya baslamisti.

Çok zengin olan ailesim tüm gazetelere, kalp nakli için ilan vermislerdi...
Canini feda edecek birini ariyorlardi...
Genç kiz ise hergün hastahane odasinda biraz daha solmaktaydi.
Yine yalnizdi odasinda, gözü yasli, boynu bükük ölümü bekliyordu...
Gözlerini kapadi, bu küçük odada gözyasi dökmekten bikmisti...
Yinede engel olamadi pinar gibi çaglayan gözyaslarina.
Sevdigi geldi aklina, fakir ama onu seven sevgilisi...
Hergün ayni seyleri düsünüyor, anilari bir film seridi gibi gözünün önünden geçiyordu... "
Param yok ama sana verebilecegim sevgi dolu bir kalbim var" demisti delikanli...
Genç kizda zaten baska birsey istemiyordu...
Sevgiye muhtaçbiri, sevdiginin sevgisinden baska ne isteyebilirdi ki...
Ama olmamisti iste, dünyalar kadar olan sevgilerinin arasina,
o lanet olasica para girmeyi bilmis, onlari ayirmisti...
Iste paranin geçmedigi zamanlara gelmislerdi..
Ne önemi vardi artik ? Su son günlerinde, sevdigi yaninda olsa yeterdi...
Ayriliklarindan bu yana 5 bitmeyen, çile dolu yil geçmisti...
Her günü zehir, her günü hüsran...
Ama genç kiz hep sevgisini yüreginde tasimis, kalbini kimseyle paylasmamisti.
Sevdigini düsündü iste o an.. Acaba o neler yapmisti bu kadar sene boyunca..
Kimbilir kiminle evlenmis, çoluk çocuga karismisti...
Gözlerinden bir damla yas daha damladi kurumus, bitmis ellerine.
Ellerine bakti, bir zamanlar ellerinin, elerini tuttugunu hayal edip, her gün saatlerce ellerini seyrederdi...
En çokta saçlarinin dökülmesine üzülüyordu. Çünkü sevdigi öpmüs, koklamisti onlari.
Her bir tanesi koptugunda, kalbine bir ok daha saplaniyordu.
Kalbi yine sizlamaya baslamisti..
Belki sevdigi yaninda olsa, kalbi bu kadar yorulup, veda etmezdi yasama...
Zaten artik ölüm umrunda degildi genç kizin. Sevdiginden ayri yasamanin ölümden ne farki vardi ki..
Tekrar o geldi aklina... Keske keske yanimda olsa dedi.
Son bir kez elini tutsa yeterdi. Gözlerini son bir kez öpse, rahatça ebediyen gözlerini kapatabilirdi artik...
Gözleri pinar gibi çaglamaya basladi. Sevdigini son bir kez göremeden ölmek istemiyordu..
Ufakta olsa ondan bi hatirasini almadan bu dünyadan göçmek istemiyordu...
Oysa sevdigi, kimbilir kiminle beraberdi...
Kendi sevgi dolu kalbinin kimseyle paylasmayi düsünmemisti bile, ama acaba o paylasmis miydi ?
Onun sevgisini silmis atmis miydi acaba kalbinden ?
Içi birden nefretle doldu. Üstüne büyük bir agirlik çöktü. Onu düsündükçe her dakikasinin
zehir olmasi artik çok daha agir geliyordu genç kiza...
Ölmek istedi, artik yasamak istemiyordu bu dünyada..
Ama sevdiginden bi hatira almadan ölmeyecegine and içmisti.
Tekrar gözlerini açti. Kimbilir belkide sevdigi onu unutmustu..
Bu düsünceler içinde derinlige daldi... Birden babasi girdi odaya,
kizina kalp nakli için bir gönüllü bulduklarini müjdeleyecekti.
Fakat genç kiz çoktan uykuya dalmisti..
Bir melegi andiran masum yüzü, sevdiginin özleminden sirilsiklamdi...
O gece biri gözlerini dünyaya kapadi, genç kiz ameliyata alindi.
Tekleyen ve görevini yerine getirmeyen kalbi degistirilmisti.
1 hafta sonra tekrar gözlerini açti dünyaya genç kiz.
Ama dünya daha farkli geldi ona. Sanki birseyler eksikti...
Aradan aylar geçmis genç kiz artik iyice iyilesmisti.
Ama içindeki buruklugu bir türlü atamiyordu.
Sevdigi aklina gelince kalbi eskisinden daha çok sizliyordu..
Bir kere, bir kere görebilsem diye mirildandi...
Kalbi yine sizlamaya baslamisti.
Yeni kalbi onu iyilestirmisti ama nedense her gece aniden hizlaniyor,
onu uykusundan uyandiriyor ve sanki yerinden çikacakmis gibi atmaya basliyordu...
Genç kiz bir anlam veremedigi bu durumu doktora anlamis, ama ameliyat kolay degil,
bir aydan geçer demisti doktor. Aylar geçmisti ama hala ayniydi durum.
Çiçeklerinin yanina gitti. Hergün onlarla saatlerce dertlesiyor, zaman zaman agliyordu onlarla..
En çokta kan kirmizisi gülünü seviyordu. Çünkü kirmizi gülün onun için yeri apayri idi.
Oda genç kizla beraber gülüyor, onunla beraber agliyordu.
Onu sevdigi gibi görüyordu genç kiz. Ve gülünü sevdigini ilk gördügünde ona hediye edecegine
dair yemin etmisti. Baska türlü paylasamazdi gülünü kimseyle...
Kapi çaldi aniden. Kapiyi açti ama kimse yoktu. Gözü yerdeki beyaz zarfa ilisti.
Yavasça egilip zarfi yerden aldi. Birden kalbi deli gibi atmaya basladi.
Ne oldugunu anlayamiyordu. Zarfin üzerinde ne bir isim, ne bir adres vardi. Zarfi açti,
içinden beyaz bir kagida yazilmis bir mektup çikti.
Kalbi daha hizli atmaya basladi. Onun kokusu vardi kagitta. Evet, onun kokusu vardi.
Yilar yili özlemini çektigi, yaninda olabilmek için canini bile verebilecegi sevdiginin kokusu vardi mektupta..
Basi dönmeye basladi. Koltuguna geçip oturdu yavasça.. .Kagidi açti.
Ve elleri titreyerek okumaya basladi.



" Sevgilim, senden ayrildiktan sonra, bir kalbe 2 sevginin sigmayacagini bildigimden dolayi,
ne bir kimseyi sevebildim, nede kimseye bakabildim...
Her günüm digerinden daha zor geçti, çünkü her gün özlemin dahada artiyordu..
Sana kitaplari dolduracak kadar siirler yazdim. Her biri digerinden dahada hüzünlüydü.
Yazdim, okudum, agladim... Hergün yazdim, her gün okudum, senelerce agladim...
Her gece seni düsündüm sabahlara kadar, her gece senin yaninda olmayi istedim.
Ve her gece sensizlige lanet ettim, uykulari haram ettim kendime,
sensiz olmanin acisini gözlerimden çikardim...
Ve bir gün herseyi degistirecek bir firsat çikti önüme.
Bunu firsati degerlendirmeyip, kendime haksizlik edemezdim... Ve degerlendirdim...
Senden çok uzaklara gittim, belki seni unuturum diye.. Ama tam tersi oldu.
Seni daha çok özlüyorum artik... Senden çok uzaklardayim belki,
ama yinede seni görmek için uzaklardan gelebiliyorum. Hemde her gece...
Seni seviyor, seyrediyor ve egilip sen uyurken yanagina bir öpücük konduruyorum..
Bazen gözlerini açip bakiyorsun, geldigimi bildigimi saniyorum ama yine o tatli uykuna geri dönüyorsun.
Yarin birbirimizi sevmemizin 6. senesi...
Hep ben geldim simdiye kadar senin yanina, yarinda sen gel olur mu sevgilim..
Ha, unutmadan, sana hep sözünü ettigim, kalbime iyi bak olur mu ?
Çünkü gözyaslarimla, adini yazdim ona...
Seni senden bile çok seven bir sevgi var kalbinin içinde...
Unutma, kirmizi gülüde unutma olur mu ??...
Seni Seviyorum, Yanima Gelinceye Kadarda Sevecegim...

SEVDİĞİNİZİ SÖYLEYİN YOKSA

Daha henüz 18 yaşındaydı ama hayatının sonundaydı. Tedavisi mümkün olmayan ölümcül bir kansere yakalanmıştı. Kahır içinde eve kapamıştı kendini.. Sokağa çıkmıyordu. Annesi.. Bir de kendisi.. O kadardı bütün hayatı.. Bir gün fena halde sıkıldı dayanamadı attı kendini sokağa.. Bir yığın vitrinin önünden geçti.. Tam bir CD satan dükkanı da geride bırakmıştı ki bir an durdu. Geri döndü kapıdan içeri gözüne hayal meyal takılan genç kıza bir daha baktı. Kendi yaşlarında harika bir genç kızdı tezgahtar.. Hani ilk bakışta aşk derler ya öyle takılıp kalmıştı işte.. İçeri girdi.. Kız gülümseyerek koştu ona.. “Size nasıl yardım edebilirim” diye.. Nasıl bir gülümsemeydi o.. Hemen oracıkta sarılıp öpmek istedi kızı.. Kekeledi geveledi sonra “Evet” diyebildi.. Rastgele bir plağı işaret ederek.. “Evet.. Şu CD’yi bana sarar mısınız?..” Kız CD’yi aldı içeri gitti. Az sonra paket edilmiş geri geldi. Aldı paketi çıktı dükkandan evine döndü açmadan dolabına attı..Ertesi sabah gene gitti ayni dükkana.. Gene bir CD gösterdi kıza sardırdı aldı eve getirdi attı paketi dolaba gene açmadan.. Günler hep alınıp sardırılan CD’lerle geçti.. Kıza açılmaya bir türlü cesaret edemiyordu. Annesine açıldı sonunda.. Annesi “Git konuş oğlum ne var bunda” dedi.. Ertesi sabah bütün cesaretini topladı. Erkenden dükkana gitti. Bir CD seçti. Kız gülerek aldı plağı. Arkaya gitti paketlemeye. Kız içerdeyken bir kağıda “Sizinle bir gece çıkabilir miyiz” diye yazdı altına telefon numarasını ekledi notu kasanın yanına koydu gizlice.. Sonra paketini alıp kaçtı gene dükkandan.. İki gün sonra evin telefonu çaldı.. Anne açtı telefonu.. CD Dükkanındaki tezgahtar kızdı arayan.. Delikanlıyı istedi.. Notunu yeni bulmuştu da.. Anne ağlıyordu.. “Duymadınız mı” dedi.. “Dün kaybettik oğlumu..” Cenazeden birkaç gün sonra anne oğlunun odasına girebildi sonunda.. Ortalığa çeki düzen vermeliydi. Dolabı açtı.. Oraya atılmış bir yığın açılmamış paket gördü.. Paketleri aldı oğlunun yatağına oturdu ve bir tanesini açtı.. İçinde bir CD vardı bir de minik not.. “Merhaba.. Sizi öyle tatlı buldum ki.. Daha yakından tanımak istiyorum.. Bir akşam birlikte çıkalım mı.. Sevgiler.. Jacelyn!.” Anne bir paketi daha açtı.. Onda da bir CD ve bir not vardı.. “Siz gerçekten çok tatlı birisiniz hadi beni bu gece davet edin artık.. Sevgiler.. Jacelyn!..”Unutmayın.. Düşündüğünüz şeyi mutlak söyleyin.. Birini seviyorsanız söyleyin ona.. İçinizdeki söylemekten korkmayın. Birisi hakkında ne hissediyorsanız söyleyin ona.. Ve hemen söyleyin.. Hemen.. Çünkü doğru zamanı bekler ve “İşte şimdi tam zamanı” derseniz bir bakarsınız çok geç olmuş.. Gününüze sahip olun ki pişmanlıklar yaşamayasınız. Hepsinden önemlisi dostlarınıza sevdiklerinize ailenize hep yakın olun.. Çünkü bugünkü insan olmanızı onlar sağladı sizi onlar şekillendirdiler.. “Seni seviyorum” demekten sakın ama sakın çekinmeyin utanmayın korkmayın!.. Yaşamı yaşanmaya değer yapan şey sevgidir..



YANLIZCA SEVDİ

Arkadaşım çok uzun zamandır biriden hoşlanmaktaydı.Ama uzun bir süre sevdiğini söyleyemedi. Sonra sırf onun için okulunu değiştirip aynı okula gitti.Belki daha yakın olurum diye, aslında oğlanda ona karşı boş değildi çünkü herkese davrandığı gibi davranmıyor herkese baktığı gibi bakmıyordu.
Sonra bir gün söylemeye karar verdi.Ona Tenefüste bir dakika gelebilir misin? dedi . Hemen söyleyip kaçacaktı gerekirse o hafta okula bile gelmeyecekti çünkü çok utanırdı.
Tenefüs oldu ve yanına çağırdı.Lafa nasıl başlaması bile gerektiğini bilmiyordu çünkü ilk defa aşık olmuştu . Biraz duraklayıp ve sonrada aniden senden hoşlanıyorum dedi.Tam gidecektiki oğlan kolundan tutup bir dakika cevabını almadın dedi kız çok korktu kesin kötü birşey diyecek diye bekledi sonra oğlan bende senden hoşlanıyorum dedi gülümseyerek.Kız çok mutlu bir şekilde seni seviyorum diye boynuna atladı .Çok mutluydu her zaman gülümüyor hep mutlu hep neşeli uzun bi süre böyle gitti sonra yarıyıl tatili zamanı geldi karneler hazırlandığı için sınıfta çok az kişi oluyordubi gün önce kız okula gelmedi sonraki gün geldi sınıfa girdiğinde herkes mutsuzdu heralde karne yüzünden diye düşündü ve nedenini araştırmadı oğlan o gün gelmemişti kız da heralde benim gelmeyeceğimi düşündü diyerek geçiştirdi .dersler öyle akıp gitti .Kız dışarı bakıyordu ki oğlanı gördü hızlıca merdivenleri indi onun yanına gelerek hoşgeldin dedi .Oğlan biraz soğuk biraz mutsuzdu. Sınıfa girince birkaç kişi söyleyemedik, yapamadık diyordu.Kız hiç birşey anlayamadı oğlan onu bi sıraya otutturdu ve onu dinlemesini söyledi.Kız çok merak etti ve oğlan şunları dedi. Seni çok seviyorum senden uzakta yaşayamam biliyorsun ama babamın tahini çıktı o yüzden izmire taşınıyoruz ... Kız ne yapacağını bilemeden nasıl yani şaka mı yapıyorsun dedi. Ama şaka değildi kız koşarak sınıftan dışarı çıktı . Oğlanda peşinden dışarda çok şiddetli bir yağmur vardı . Kız bahçeden dışarı çıkıyordu ki oğlan kolundan tuttu .Bak ayrılmayacağız lütfen böyle yapma ben seni çok seviyorumm dedi ama nafile bir kaç hafta sonra kız ayrılmak istemiş nedensiz oğlan nedenini soruyor kız ise yalnızca istemiyorum seni diyordu.Oğlan ise onu gerçekten sevmediğini düşünerek bir daha onla konuşmuyor . Bir gün öğreniyoruz ki ayrılma nedeni orada oğlanın birine aşık olup kızı aldatma korkusu aslında oğlan kızı aldatmıyor ama kız ya aldatırsa diye ayrılıyor ve bunu oğlana söylemeden .Sonraki seneler sınıfta varlığını bile hissetmiyorlar konuşmuyor, gülümsemiyor, dersleri bile önemsemiyor.Sınıfta oğlandan söz açılsa dinlemiyormuş gibi yapıp dinliyor .Bir gün sınıftan biri bana kız ayarla demiş oda bakarız demiş sormuş ve oğlan buradan gittiğinden beri kimse ile çıkmamış kız bunu duyduktan sonra GÜLÜMSEMEYE başlamış az da olsa . Şimdi aradan yıllar geçti ikiside sevmediği kişilerile birlikteler ama ben hala birbirlerini sevdiklerini biliyorum...



BİTTİ ARTIK

"Bitti Artik!" Bir zamanlar Almanyada yasanan ve bazilarinin iliskilerinede yansiyan, onlarin partnerine "benide bu cocugun o kizi nasil seviyorsa, öyle sev" dedikleri bile dogru olan, bir gercek Ask Hikayesidir! Bunu yasayan bir türk genci, hersey bittikten sonra hislerini ve düsüncelerini bu site araciyla, yasadiklarina ragmen O'nu nasil sevdiginin bir ispati olarak ve "Ask nedir, Ask Nasil birseydir" diye düsünen kisiler icin buraya yazmistir. Lütfen Hikayemize saygi duyunuz.

ilk tanisma...

2005 senesinin ilk bahar aylari. Ask, neyin nesi farkinda olmayan ben, birakmisim kendimi hayatin akisina yasayip gidiyorum. Arkadaslar günlük sohbetimizde isyan eder Askin kaderlerine aglarlardi, bende onlara ayak uydururdum kafayi ceker isyan ederdim. Askin kutsalligini bilmeden söylenirdim kendi kendime "Allahim bu Ask'i banada tatdir, öyle birini cikar karsima'ki Asklarin en büyügünü yasiyayim" Belkide ben büyültüyordum bu olayi belkide arkadaslarim abartiyordu o aciyi. Ne ben birisine Ask'i yasattiydim nede bana birisi yasatmisdi. Günün birinde, pek cok takilmadigim alandayim, milyonlarca kisilerin bulustugu, konustugu, tanistigi alandayim. Evet, Chat sayfasindayim! Iyi gününüzde belki 100 kisiyle konusup belkide tanisacaginiz sayfalardan birindeyim. Bu Sayfada Ask'i aramak icin degildim, bunu bilmenizi isterim. Chatdeyim, Ayni zamanda ileride Adem ile Havvanin kiskanacagi Asklardan birini yasiyacagim kiside ordaydi! Ister buna tesadüf deyin ister Kader Kismet. Istersenizde Sans diye adlandirin bunu. Ama gercek olan tek sey, bizim Masalimiz baslamisdi.
Haykirmak istiyordum...
Bitti artik aramalarim, Bitti artik isyanlarim, sonunda Dualarimi duydu Allahim!

Aradan birkac ay gecti, kontagimiz kesildi gitti. ne ben ona nede o bana ulasabilirdi. yeni messenger adresi actim kendime, eskisinden herkesi ekledim yenisine. aralarinda O'da vardi. cogu tabi beni kabul etmedi ama O beni kabul etti "actigin adresin ismi hosuma gittigi icin kabul ettim" dedi. isterseniz bunada sans, kader, kismet veya tesadüf deyin. Ama baska bir adres acsaydim, O'nu birdaha göremiyecektim. Bu sefer kendimize daha cok baglanmistik, daha cok konusuyorduk, egleniyorduk, sakalasiyorduk ve telefonlasiyorduk. Aylardan Agustos oldu, ben türkiyede arkadasimin memleketindeyim. acikcasi cok can sikici bir yerdi. yapacak cok birsey yoktu. arkadasim akrabaglariyla kahvede kart oynarken ben Türkiyeden Almanyaya O'nu arardim. aramizdaki 10.000 lerce kontörler, 1.000 lerce kilometreler engel olamadi, yinede saatlerce telefonlasirdik. Arkadasimin kart oynadigi kahvenin yanindaki bakkal amca bile benim icin turkcell kontör siparisi verdiginide unutamam, biri biter digerini doldururdum. O'nun "Cok yaziyor kapatalim" dediginde, icimden feda olsun sana tüm operatörler demek gelirdi. Böylece birbirimize karsi hislerimizin cok oldugunu gördüm. söylemesekte birbirimize belli ediyorduk hoslandigimizdan.
Haykirmak istiyordum...
Bitti artik yalnizligim, Bitti artik sanssizligim, benimde vardi artik hoslandigim!

Cok iyi anlasiyorduk. Kendimi resmen ona kaptirmisdim artik, onunla konusmadan duramiyordum. her gün saatlerce konusuyorduk yinede bikmiyordum. Galiba Ask bana ilk meyvelerini veriyordu. o baslarda bahsettigim Ask'i hissetmeye basliyordum. Dünyaya bakis tarzim bile degismisti. Arabesk muziklerini dinlerken artik dahada iyi anliyordum sözleriyle nedemek istedigini. Ask'i yasamaya baslamisdim. ama O'na birtürlü acilamadim! Herzaman beni sevdigini söyle derdim söylemezdi günlerden 31 Aralik 2005. yeni yila girmeye az kalmisdi onunla herzamankisi gibi konustuk. 2006 ya girdik, ilk mesajimi ona yazmisdim. Yeni yil ikimizede ugurlu gelmesini arzu ettim. saat gece 3-4 surlari. cok icmisdim ama bilincindeydim. Disarisi belki eksi 5 derece sogukluk herkes ceket ile geziyordu. benim üzerimde t-shirt vardi sadece. trafik lambasina dayandim O'nu aradim. hicte üsümüyordum, galiba buda Ask'in bir göstergesi. neredeyse 1 saat konustuk. O'na beni sevdigini söyle demisdim, yine söylemedi. Ama emindim beni seviyordu. sevmese bile hisleri okadar güclüydü'ki heran kendini bana birakacakti. birdaha söyledim beni sevdigini söylemesini. yine söylemedi. Bak güzelim dedim, karsimda birkac kisi var, esrar satiyorlar kullaniyorlar dedim. ya bana sevdigini söylersin yada gider onlardan esrar alirim dedim. O an ilk kez bana zorlada olsa beni sevdigini demisdi. ama bunu birazda kendi istegi ile söylemisdi, bunu biliyorum. Kendiside belki bu günü bekledi. hic tanimadigim bir his'di. hoslandigim kiz bana beni sevdigini demisdi! O an arabanin altinda kalsam ve kolum kopmus olsa bile, neseden havalara ziplardim. bundan emindim. böylece O bana hayatimin en mutlu gününü yasatmisdi.
Haykirmak istiyordum...
Bitti artik beklemek, Bitti artik sevilmemek, hayatin en güzeli sevildigini bilmek!ilk beraberligimiz...
Seni Seviyorum dedigi günden tam 9 gün sonra, yani 9 ocak 2006'da ilk kez beraber olmustuk. yine gece yarisiydi. artik dayanamiyordum onunla beraber olmak istiyordum. Onsuz yapamadigimi ona söylüyordum. O'da artik istiyordu ve o gece kabul etmisdi beni. Artik bir sevgilim vardi, ben artik seviliyordum. Sahibim vardi sahip oldugum bir bayan vardi. O seviyordu ben seviyordum. hersey cok güzeldi. varmi sizce ötesi? yasadiklarim cok degisik bir hisdi. Allahim herkese nasip etsin böyle hisleri. Beraberligimizde okadar mutluydumki gözlerim O'ndan baskasini görmez oldu. Artik her ne olursa olsun ilk aklima gelen kisi O'ydu. bir program buluyordum ilk ona resim yapiyordum. Televizyonda, Radyoda, Milletin agzindan ne duyarsam ilk onunla paylasiyordum. Öyle bir durumdaydimki "hayatimin anlami" sözünü yasiyordum. her konuda onun ismi, her olayda o aklimda, her düsücemde onun hayali. Kendi kendime artik düsünceler üretiyorumki onu nasil mutlu edebilirim diye. galiba Allahimdan istedigim, herkesin kiskanacagi bir Ask yasiyordum.
Haykirmak istiyordum...
Bitti artik Aski aramak, Bitti artik Allaha Yalvarmak, Sevgilim vardi artik elimi tutacak!ilk bulusma...
Hersey cok güzel ilerliyordu, ikimizde cok mutluyduk. ama eksik olan birtek bulusmamizdi, artik ona dokunmak sarilmak istiyordum. ama birtürlü imkanim olmamisdi. sevgililer gününde ona ilk hediyemi göndermistim. benden olan ilk sey onun ellerine ulasmisdi. bir adet gül ve ayicik. o ayicigin ismini kendi ismimi koymusdu. cünkü geceleri ona sarilip yatiyordu. ama bu yetersizdi ben kendim ona sarilmak istiyordum. artik sabredemiyordum ve 4. ayda onun yanina gitmeye karar verdim. kendisi cok uzaklarda oturuyor, bana 700 km uzaklikta. ama mehsur bir söz vardir "Ask engel, mesafe tanimaz" diye. o sözün anlamini daha iyi anliyordum. O 700 degil 7.000 km ötede olsa yinede hicbirsey degistiremezdi ne sevgimi ne hislerimi. Vakit gelmisdi artik bulusmaya, trene bindigimde heycan sardi beni raylarin üzerinde. beni Sevdigim kisiyle bulusturmaya götürüyordu beni. yaklastikca heycanima baska bir his girdi. cok degisik birseydi. ne yerimde oturabiliyorum nede normal düsünebiliyordum. o an ayaga kalktim, dizlerim bile titremeye baslamisdi. Allahim ne oluyordu bana. bu nasil bir his böyle. diyeceksiniz simdi abartiyorsun, salliyorsun ama bu hisi yasayanlar bana hak verecektir. onun oturdugu sehire geldim. sadece dakikalar kaldi ona sarilmaya onun gözlerin icine bakmaya. bekliyordum onu bir kösede. telefon actim ben vardim sen nerdesin, oda biz oradayiz sen tam neredesin demisdi. ikimiz koca tren istasyon civarlarinda birbirimizi ariyorduk. bi yandan arayis bi yandan heycan, caddelerde nasil yürüyorum kendim bile bilmiyorum. sonra 3 kisi gördüm bana dogru geliyordu. evet o bana dogru gelen O'ydu ve yaninda iki arkadasi vardi. lambalardan karsi tarafa benim yanima dogru geliyordu. karanlikti. onlarin geldigi tarafa bakamiyordum heycandan. yaklasdilar. karsi karsiya geldik. Allahim sana sükürler olsun, böyle bir güzelli yarattigin icin. o karsimda duruyordu. cok cekingen, utangac duruyordu. bende öyleydim. ilk iki kiz arkadasiyla tokalasdim. sonra ona sira geldi. inanin ona sarilamadim bile. öpemedim. elini uzattiginda bendeki kayis koptuydu. Sevdigim kizin ellerini tutuyordum! yanaktan öptüm merabalastim normal bir sekilde. kiz arkadaslari sasirdi. O bile sasirdi! ya ben? beni sormayin o an neler düsündüm. metroya bindik bi arkadasi gitti sonra ötekisi. yalniz kalmistik. elimi tuttu metroda yan yana oturuyorduk. inanin trende onunla bulusmaya giderken olan heyecanimdan 2 kat daha degisik hisler yasiyordum. yaninda oturuyordum. ne konusabiliyor, nede düsünebiliyordum. sonra yalniz kaldik. bir odadayiz. ona baktim ve sarildim ilk defa. gercekten artik hicbir eksigim yoktu! herseyime kavusmustum. gözlerinin icine baktim ve öptüm. kendimden okadar eminimki, eger birgün son nefesimi verecek olursam, O an aklima gelecektir. Kanatsiz Melegime kavustugum gün hayatimin en mutlu günlerinden biri degil, en mutlu günüdür! O an...
Haykirmak istiyordum...
Bitti artik hayal edisim, Bitti artik bekleyisim, Kollarimin arasinda Kanatsiz Melegim!
cok iyi anlasiyorduk. ama hep böylemi kalacakti? hayir! her iliskideki gibi bizdede zoruklar cikacakdi! ve ciktida. ilk olarak benim kiskancliklar basladi, sacma yasaklar ortaya cikti. onu kirmaya baslamisdim. kavga ediyorduk telefonda. ama kavgalar cok uzun sürmedi, hep özür dilerdim onu kirdigim icin. onu üzmemek icin elimden geleni yapmaya calisirdim. ama yaptikca onu üzüyordum farkinda degildim. bazen sözler, bazen davranislarimla onu üzüyordum. ama tek o degildi üzülen, bende üzülüyordum. sadece ben degildim üzen. O'nunda bana karsi yalnis davranislari oldu, cok üzdügü konualr oldu. herzaman söyledigim gibi müyüm olan yalnislari tekrarlamamak ve onlardan ders cikarmak. ve yaptigim yalnislari birdaha yapmamaya calisdim. ne yazikki yaptigim yalnislari kendim göremedim. Oda sustu hep icine atti. keske benimle konussaydi, keske kafasini kaldirip "Askim, böyle yaparak beni üzüyorsun. yapma böyle" diyebilseydi. inanin o istese, yapamiyacagim birsey yoktur bu gezegende. ama olmadi sustu icine atti, gittikce kötü rüzgarlar cok olmaya basladi. ayrilmak üzereydik. ve aylar öncesinden belirli bir discoya girmemek icin kendi istegim ile ona söz vermisdim. onu üzdügüm icin bunu yaptim. ve belirli bir süre girmedim. birgün arkadasimin cok kötü günüydü, oradan gecerken oraya girelim dedi, hic düsünmedim girdim. cok fazla degil 5 dakka durduk ciktik. bunu ben kendi agzimla O'na söyledim telefonda. unutmusdum verdigim sözü. bu cok kizdi, darildi, üzüldü. hakliydi tabiki. 2-3 gün cok soguk davrandi bana karsi. bekledigimdende kötüydü olay. benden ayrilmak istiyordu. az önce en mutlu günümü anlatmisdim, buda en kötü günlerimden biriydi. Canimdan bir parca beni artik istemiyordu. Ayrilalim dedi. yalvardim onsuz yapamiyacagimi ona anlattim. bana ihtiyaci oldugunu söylemisdi. ayrilmiyorduk. beni yanina istedi. carsamba gece yarisiydi, ertesi gün calisiyordum, bankada borc icindeyim. yinede yarin yanindayim kanatsiz melegim dedim. sabaha kadar uyumadim. nasil gidecegimi düsündüm. is vakti geldi evden ciktim, kendimi bankada buldum. kredi istedim vermediler, biraz ugrastim istedigim miktardan az verdiler. biletimi aldim O'nun yanina gittim! evi armaislar babam cikti telefona. Oglum ise gitti dedi babam. hayir birada yok dediler. beni aradi neredesin dedi. Baba kizin yanina gidiyorum dedim, kizdi bagirdi kapatti telefonu. umrumda degildi. Sevdigim kisiyi kaybediyordum. dünya batsa umrumda olmazdi. O'nun yanina vardim. tekrar barismistik. onu kaybetme korkusu, gercekten anlatilmayaca kadar cok kötüydü. bu olaydan 2 hafta sonra talafondayiz, bana cok soguk davraniyor yine. ve bu sefer gercekten, ayrilmak istiyordu. bana artik güvencinin olmadigini söyledi. ve beni en cok maf eden cümleyi söyledi. aynen böyle dedi... "Ogün isini birakip, benim yanima geldigin gün bile sana hicbirsey hissetmiyordum" bu cümle ile hayatim maf olmusdu. Hayatin güzelligini tattikdan sonra, bu aciyida yasamis oldum. Ve...
Haykirmak istiyordum...
Bitti artik sevgisi, Bitti artik güvencesi, yokmudur Allahim ufacik bir hisleri!
O'nsuz gecen 2 bucuk sene...

Uzun bir süre ayriligi kabullenemedim. Arkadaslar söyle yap bunu yap böyle yap geri kazanirsin dedikleri her seyi yaptim. yaptikca O'nu daha cok kaybetmisim. Eskiden onu nasil mutlu edecegim diye düsünürken, artik onu nasil geri kazanabilirim diye düsüncelere girdim. kimsenin yapamiyacagi basaramiyacagi seyleri yapmak istedim. en kötü günlerimde sigarayi biraktim, ki o duysun onun icin biraktigimi. onun icin feda edemiyecek hicbirsey olamadigini görsün diye. etkilensin diye. ama umrunda olmadi. takmadi. Onun icin websayfasi actim "Mutlu ol yeter" diye. icerik olarak hikayemizi yazdim. arkadaslarimin düsüncelerini koydum. herkes degmez unut gitsin demesine ragmen, ona kollarimi actim. seni ömür boyu bekliyecegim dedim. siteyi gördü. arkadasi ile girdi bakti. cok agir sözler kullandilar. söylenmiyecek laflar yazdilar. onlardan birisi "sana köpek bile denmez, cünkü tüm köpeklere küfür etmis olursun" demisdi. yani köpekten beter biriyim. bunu almanca olarak yazmisdi ama yinede cok koydu bana. olsun. sinirden yazmis dedim bekledim bikmadan. dogum günü geldi, O'nun icin kendi ellerimle yaptigim bir saat'i vermek icin onun yanina gittim. cok ümitliydim. beni tekrar görünce sevinecek belki diye düsünürdüm. ama olmadi. karsimda 5 dakika durmadan gitti. ona hediyeyi verirken bile parmagina bile dokunamamisdim. karsimda duruyordu, cok güzeldi. gözleri herzamankisi gibi parliyordu. kendimi cok zor tutuyordum ona sarilmamak icin. ama olmadi, arkasina dönüp uzaklasdi. dakikalarca, orada bekledim arkasindan bakdim. büyük bir hayal kirikligi yasiyordum. aradan aylar yillar gecti, hala ümitliydim. hicbir kizla konragim olmamisdi, aklim düsüncem sadece ondaydi. birgün geri dönecek mutlu olacagim diye hayal ederdim. bekledigim olmadi. duydumki nisanlisi vardi. benim sevdigim kizin, asik oldugum kizin, ugruna ölmeyi göze aldigim kanatsiz melegimin bir sevgilisi vardi. bu bana cok koydu. sinir krizleri gecirdim. cok kötü günlerin baslamasiydi. dayanilmayacak gücteydi. ama yinede umutluydum! o cocuk benim onu sevdigim kadar sevemezdi. bunu sevdigim kiz birgün belki anlar diye bekledim. cok bekledim. ve ayrildigni duydum. bi ara 2-3 günlügüne internet ortaminda kontagimiz oldu onunla. oh be, dedim. artik insallah hersey yoluna girecek diye düsündüm. dahada cok ümitlendim. hemde cok. o benimle kontaga gecmesi, benim icin bir ümitlendirme sinyaliydi. ama yine olmadi, duydum hayatinda baska biri oldu. ve yine yikildim. aradan birkac ay gecti. Ask bunun adi ne yapayim unutulmuyor. unutmadim, ümitsiz bir halde geri dönmesini bekledim. bilyiordum dönmiyecek. beni düsünmiyecek. yinede bekledim. ve yine kontaga girdi benimle, daha cok ümitli bir sekilde konustu. yaptiklari icin benden özür diledi. yalnis yaptigini söyledi. öyle bir ümitlenmisdimki artik basarmisdim sanki. o geri dönecek sanmisdim. onunla konustugumda heycanlanmaya basliyordum yine. ilk asik oldugum zamanlar gibiydim. onun pisman olmasi beni dahada ümitlendirmisdi. ve o ciktigi cocuktanda ayrilmis, beni istiyordu. herseyi uzun uzun konustuk. benden zaman iste. istedigin kadar zamanin olsun dedim. yeterki yine bana ayni günleri yasatma. hayir dedi, bu sefer öyle birsey olmiyacak demisdi.
Haykirmak istiyordum...
Bitti artik aglayisim, Bitti artik haykirisim, O'nu bana geri bagisladi Allahim!
sonunda bekleyisim sona erdi ona kavusmustum yine. O'na söylemek istedigim okadar cok seyler vardiki hicbirini söyliyemedim. Onun üzülmesini görmek istemedim. hepsini sildim. Kötü olan hersiyi hayatimdan yok ettim. cünkü beraberligimizde engel olarak kalacagini biliyordum. Onun kötü hislerinin olmasina gönlüm razi olmadi. yeni bir sayfa actim. onlada uzun uzun konustum. karara vardik. eskiler konusulmiyacakdi. Artik Ask'i yasayacaktik. Allahin sana sükürler olsun, O'nu bana geri verdin. bundan sonra mutlu olmak icin ugrasacaktik. Telefonum calmaya basladi tekrar. Onun ismini görmek cok güzeldi tekrar. sabahlara kadar yine uyumaz onu ise eskiden okula kaldirirdim simdi ise ise kaldiririm. is yerindeyken bile onu kaldirirdim. cok güzeldi sabahlari onun sesi. cok masum ve peri gibiydi. "Günaydin Askim, Sabah oldu" bu sözlerle onu kaldirirdim. cokta hosuma giderdi. yine saatlerce telefonlarda konusurduk eski günler gibi. hersey tam istedigim gibiydi. iyiki varsin güzelim. ona ara sira olsada eskiden cektigim acilari belli ettim. bu onu cok üzüyordu, ve sonradan belli etmemeye calisdim ve icimden bitirdim eskileri. sadece yasiyacagimiz güzel seyler icin vardi kalbimde yeri. Yine cok mutluydum. uzun zaman sonra yastigima rahatca kafami koyup uyuyordum. cok güzeldi. iyi anlasiyorduk. artik kimse bizim aramiza giremiyecekti. ve yine onunla bulusma zamani geldiydi. ilk bulusmadaki gibi heycan sardi yine beni. ayni hisleri yasiyordum, ama bu sefer tadini cikariyordum. cok sahaneydi. onun oraya vardim bekliyordum herzamanki bulustugumuz yerde. sol tarafima baktim bana dogru geliyordu. inanin kafami cevirdim hemen, yüzüne bakamadim. okadar heycanliydim. geldi sarildik birbirimize. okadar özlemisdimki gözlerim biran olsun dolduydu ama belli etmemeliydim. cok mutluydum. kollarimin arasindaki Oydu benim Kanatsiz melegimdi, hani ugruna herseyi feda ettigim, ölümüne sevdigim kisiydi. sarilmisdi bana. Seni seviyorum demisdik birbirimize. cok güzeldi. hic bitmesin diyecek kadar mükkemmeldi. ümitlerin tükendigi anda yine kavusmak inanin gercekten tesadüf degildi. Oh be...
Haykirmak istiyordum...
Bitti artik sensizlik, Bitti artik ümitsizlik, Kanatsiz melegim ile tekrar birlestik!

bu mutluluk cok sürmedi. bulustugumuzda cok sogukdu bana. bilmiyordum niye böyle diye. bana Ailesinin yaninda olunca böyle oldugunu söylemisdi. disari cikalim derdim yok canim istemiyorum diyordu. yani o günümüzü kurtarmaya sans vermiyordu. cok sagukdu bana. benden sürekli kaciyordu. ilk önce pazar günleri hep böyleyim dedi, sonra ailemin yanindayken mutlu olamiyorum dedi. anlamiyordum artik niye. benim en kötü günüm olmus olsa sadece o yanimda diye o günü bayram ilan ederdim. oysa o benden uzaklasmak icin yer ariyordu. ona sarilmaya bile korkuyordum o derece olduydu. eve geldigimde yine telefonda eskisi gibi oldu neseli, sakaci konusgan. birgün arkadasim aradi gel danimarkaya gidiyoruz hafta sonu sende katil dedi. beni ikna etmislerdi. sordum nereden gidiyoruz diye. O'nun oturdugu sehri söyledi. dedim arkadasim kusura bakmayin oraya gidersek onun yanindan gecmek istemem beni orada birakin. biraz bozuldular ama kabul ettiler. O'na haber ettim. böyle imkanim var para vermeden senin yanina gelebilirim. istiyormusun gelmemi diye sordum. tabiki neden olmasin dedi. cok sevindi. oraya gittim. gece yarisina kadar disardaydi kiz arkadasiyla. ben biliyordum birsey demedim. cünkü beni bekliyordu. yanlarinda erkekde varmis. benim sevgilim bana okadar güven verdiki o cocuk ona sarkintilik etse bile gereken cevabi ona verir diye düsünüyordum. gercektende öyledi. onun yanindaydim, yine bana soguk davraniyordu. aksam konustuk. sabaha kadar oglanla arabadaydik kiz arkadasimla bana kizmadin dedi. dedim güzelim sen beni ne amacla bekledigini biliyorum. o cocuk hakkinda, kötü düsüncelerinin olmadiginida biliyorum. ve simdi gelip sana kizamam o cocuk ordaydi diye eve git diyemem dedim. tabi hos durum degil. ama ona kizip senden cikarmam sinirimi dedim. o olay kapandi. bana sevdigini söyle dedim. söylemedi. ve beni yine cok üzecek cok agir kelime söyledi "Ailem mutlu olacaksa, sevmedigim bir kisiyle beraber olurum" dedi suratima. bu bana cok koyduydu. gercekten bu lafi kaldiramadim. yattim. bana ertesi günde cok sogukdu. ne sarildi ne elimi tuttu. kiz arkadasinin tanidiginin kina gecesine gitti bütüngün. benim icin fark etmezdi, nede olsa geri gelecekti. ailesi bu duruma cok kizdi. ben ordayim ve o gidiyor diye. ailesine defalarca karismamasini söyledigim taktirde yine karismisdi. ve yine sevdigim baskasina kizip sinirini benden cikardi. aksama yine konustuk uzunca. ve yattim. ertesi sabah arkadasimdan mesaj geldi, hazirlan 2-3 saate ordayiz diye. gittim onu kaldirdim benim gitmem gerek diye. yine sogukdu bana karsi. bana sevdigini söyle dedim yüzüme bakmadi bile ve söylemedi. cok kirdiydi beni artik. evden ayrildim uzun bir mesaj yazdim ayrilmak istedigimi belirttim. o ayrilmamaya söz verdigi icin bitiremiyordu. ben bitireyim dedim. arkadaslar gecikdi, yaklasik 5 saat yalniz o sehirde gezdim. sonra evin yolunu tuttuk. mesaj geldi. "ne olursun ayrilmiyalim. ben bitirmek istemiyorum, sen kosmazsan ben kosarim, yalvaririm ayrilmiyalim 2-3 gün süre ver sonra eski hayatimiza döneriz, evleniriz mutlu oluruz" bu sözlerin bulundugu cok uzun bir mesajdi. gercekten yine birkezdaha ümitlendiydim. artik evde zamanin dolmasini beklyiordum. onu ariyamamak cok kötü bir hisdi. ben seni ariyacam demisdi. bekliyordum. 2 gün gecti. hala bekliyorum. 3 gün gecti. hala bekliyorum. 4. günde ben mesaj yazdim, yine yalanmiydi o yazdiklarin? yoksa Annenmi yazdi o yazilanlari diye. ardindan mesaj geldi bitti artik uzaklara gidiyorum diye. hemen aradim cikmadi ilk önce telefona. mesaj yazdim cik diye, acti telefonu dedim nereye gidiyorsun. evdeyim suan dedi. ama bitti artik dedi. hani 3 gün önceki mesajin böyleydi ne olduda kararin degisdi diye sordum. beni yie ümitlendirip ortadami birakacaksin?. biraz ugrastim azindan laf almak icin. ve sonunda söyledi. "sen bana sarildiginda, tüylerim diken diken oluyor" dedi. yutkunladim. donup kaldim. cok agirdi bu söz. madem böyle düsünüyordun niye beni ümitlendirdin birkezdaha. daha var ama söylemiyecegim demisdi. ona söyledigim tek su kelime vardi. "keske beni öldürseydinde bu lafi demeseydin Askim keske". bu sefer hersey bitmisdi. artik onu beklemek icin kendimi kandiracak bahane yokdu. kanatsiz melegim denen birsey hayal oldu kayboldu. ve ben? ben ise...H
Haykirmak istiyordum...
Bitti Artik herkezin kiskandigi sevgi,
Bitti Artik bendeki hisleri,
kalmadi icimde bir parca sevgi..
Bitti dünyanin göremiyecegi en büyük Ask Hikayesi

Ve Bitti Artik!

ikinci beraberligimiz...
ilk ayrilik...
ilk "Seni Seviyorum" dedigi an...

ilk Hislerimiz... 



ÇOK ÖZEL BİR HİKAYE
Kendini bildi bileli mor menekşeyi çok severdi. Çocukluğunun geçtiği ikikatlı evin bahçesinde bahar geldiğinde mor mor açar, mis gibi kokarlardı..Annesi mor menekşeleri hep duvar kenarına dikerdi..
gölgeyi sever menekşelerderdi..Oysa ögretmeni bitkilerin güneş ışınları ile fotosentez yaptığını anlatmıştı onlara .Bitkiler güneş ışığına muhtaçtı.Mor menekşeler ne tuhaf bitkilerdi , her bitki güneşi severken,onlar nedengölgeyi tercih ediyorlar diye düşündü durdu Hande...Küçük, ufacık aklı ile aslında menekşelerin diğer çiçeklerden farklı olduğunu keşfetmişti, işte belki de menekşeler
bu yüzden bu kadar güzeldi.Herkesden farklı olursan, bu hayatta değerli olursun yargısına varmıştı.Daha o yıllarda farklı olmak için uğras vermeye başladı. ilk olarak, okulda kimsenin yanına oturmak istemediği Hacer'in yanına oturmak istiyorum ögretmenim diyerek başladı farklılıklarla süren hayatı. Hacer bile şaşırmış şaşkın şaşkın bakıyordu onun yüzüne. Hacer çok dağınık, biraz anlama zorlukları olan problemli bir ailenin kızı idi. Hande ise mühendis Kamil Beyin biricik kızı. Ögretmen pek oturtmak istemedi önce Hacer'in yanına Hande' yi. Daha sonra bir tatsızlık çıkmasın
diye öğretmen Hande'nin annesini çağırdı.
Annesi eve geldiklerinde Hande'ye sordu :
- Neden yavrum Hacer in yanına oturmak istiyorsun?
Hande cevap verdi :
- Geçen baharda menekşeler ekiyorduk hani anne, o gün sen bana menekşeler
güneşi sevmez demiştin, oysa her bitki güneşi sever. Menekseler farklı, belki de
bu yüzden bu kadar güzeller. Hacer'in yanına kimse oturmak istemiyor. Ben farklı olmak istiyorum. Belki Hacer de güzeldir, onu fark etmek istiyorum, dedi.
Annesinin ağzı açık kalmıştı. İlkokul 4.sınıf öğrencisi kızının olgunluğuna hayran kalarak
- peki kızım kimin yanında istersen oturabilirsin, " dedi.
Pazartesi Hande Hacer'in yanında oturmaya başladı. Hem Hande tedirgindi, hem Hacer.Birbirleri ile hiç konuşmuyorlardı. Diğer kızlarda soğumuştu Hande'den. Nasıl Hacer gibidağınık, bir şeyi, iki kere anlatınca anlayan fakir bir kızın yanına oturmayı istemişti.En çok alınan doktor Cemal Beyin kızı Esin'di. Anne babaları her hafta sonu görüşüyorlar,
Hande ve Esin birlikte oynuyorlardı. Nasıl olur da kendi yerine Hacer'i seçerdi. Çok gururu kırılmıştı Esin'in. Hande ile konuşmuyordu.Birgün Hande ve ailesi Esinlerle dağ köylerinden birinde gerçekleştirilecek bir panayıra katılmak için sözleştiler. Hande gene Esin'in somurtacağını bildiği için gitmek istemiyordu.İçin için de Hacer'e kızmaya başlamıştı arkadaşları ile arasının bozulmasına sebep olmuştu.Neden sanki bu kadar dağınıktı, neden her şeyi iki kerede anlıyordu? Yoksa aptal mıydı?Sonra menekşeleri hatırladı hemen düşüncelerinden utandı. Hacer farklı diye yargılamaması gerekiyordu. Hacer'in, kimsenin bilmediği güzelliklerini keşfedecekti. Buna tüm gücü ile inandı. Panayıra gittiklerinde Esin somurtarak karşısında oturuyordu, Hande ile konusmuyordu.
Hande canı sıkıldığından biraz dolaşmak için annesinden izin aldı. Köy yolunda yürümeye başladı. Hava iyice soğumuş ve ayaz iyice artmıştı, kar atıştırmaya başlamıştı. Hande karı çok seviyordu, yürüdü, yürüdü. Köye gelmişti. Bir evin önünde durdu. Evin penceresinde ki saksıya gözü
ilişti. Gözlerine inanamıyordu, bunlar mor menekşelerdi. Ama kıştı ve menekşeler soğuğu hiç
sevmezlerdi eve dogru bir adım attı. Kapıda beliren gölgeyi çok sonra fark etti bu Hacerdi.
Hande'ye gülümsüyordu.
- Hoşgeldin Hande buyurmaz mısın?, dedi.
Biraz ürkek, şaşkınlıkla kapıya doğru ilerledi Hande ve içeri girdi. Oda sıcacıktı odun sobası
her yeri ısıtmıştı. Menekşeler diyebildi sadece Hande...
- Bu soğukta ?
Hacer gülümsedi ;
- Onlar annem için, annem onları çok sever.
Sonra yatakta yatan kadını fark etti Hande.
"Annen hasta mı?" dedi.
"Evet 2 sene önce felç oldu ona ben bakıyorum, bizim kimsemiz yok, birtek ineğimiz var onunla
geçiniyoruz. Ama tüm işler bana baktığı için derslere çalışacak pek vaktim olmuyor, dedi Hacer
utanarak. Bir de bizim köyden şehre araç yok, bu yolu her gün yürüyorum o yüzden de çok yorgun
okula geliyorum dersleri anlamakta güçlük çekiyorum. Hande'nin gözleri dolmuştu. Dışarıdan gelen ses ile kendine geldi. Annesi onu arıyordu. Çok merak etmiş olmalıydı. Dışarıya koştu ve annesine sarıldı, ağlıyordu. Bir müddet sonra anne bu Hacer diye tanıştırdı sıra arkadaşını. Hacer'in yaptığı sıcak çorbadan içtiler birlikte. Hande annesine anlattı Hacer'in hayatını, ağlayarak.
"Bir şeyler yapalım anne" dedi.
O hafta annesi ve Hande, Hacerlere gidip annesi ve Hacer'i kendi evlerine taşıdılar. Hacer artık Handeler den okula gidip geliyordu, ne dağınıktı, ne de aptal. Sınıfın en iyi öğrencisi olmuştu. Seneler geçti Hacer ve Hande bir arkadaş değil, iki kız kardeşlerdi artık. Mor menekşeler Hande'ye Hacer'i armağan etmişti. Hacer'e ise hem Hande'yi, hem hayatı. Seneler sonra ikisi de evlendi. Hacer şimdi bir doktor. Hande'den vicdanın ne kadar önemli olduğunu öğrendi, hastalarına vicdanıyla birlikte şifa dağıtıyor. Hande ise bir ögretmen. Çocuklara farklı olan şeyleri sevmeyi de ögretiyor. Bir kızı var
adı, Hacer Menekşe. Hayatta en çok sevdiği iki şeye birini daha ekledi Hande.
LÜTFEN SEVGiNiZE ÖNYARGI KOYMAYIN.
HERŞEY SEVİNCEYE KADAR FARKLIDIR
SEVDİKTEN SONRA İSE SEVGİNİN DİLİ HEP
AYNIDIR

EVLENME TEKLİFİ

Günlerce, gecelerce hep onu düşünmüştüm.O ise beni sadece bir iş arkadaşı olarak görüyordu.Hatta bir seferinde,kız arkadaşıyla kavga etmiş ve bana cep telefonunu uzatarak, onu aramamı ve ikna etmemi rica etti. Göz yaşlarımı içime akıtarak, kıza telefon açıp barışması için ikna etmeye çalıştım. Sanki tanrı dualarımı duymuştu. Kız hiçbir şekilde barışmaya yanaşmıyordu.Ben üstüme düşeni fazlasıyla yapmıştım.Aradan birkaç hafta geçmişti.Haldun olanları unutup, eski neşesine kavuşmuştu. Bir akşam saat 22:00 sularında cep telefonuma bir mesaj geldi. Mesajın sahibi Haldun'du. Mesaj şöyleydi; "Yarın bana son kez yardım etmeni istiyorum. Hayatımın aşkını buldum. Ne olur benimle evlenmesi için onu ikna et." Bu mesaj beni beynimden vurmuştu.Gün ışıyana kadar yanağımdan süzülen yaşlar, yastığımda acı ve unutulması mümkün olmayan bir iz bırakmıştı. İşe giderken ayaklarım beni geri geri götürüyor, yol bitmesin diye sürekli dua ediyordum. Hayatımda ilk ve son kez aşık olmuştum ve bu aşkı ben kendi ellerimle yok edecektim. Mesaime yarım saat geç gittim. İçeri girer girmez Haldun, bu günün hayatındaki en mutlu gün olduğunu ispatlar gibi neşeli ve bir çocuk gibi heyecanlı yanıma geldi. Ben ise yenilgiyi çoktan kabullenmiştim. Ama sevdiğimin mutluluğu beni teselli ediyordu. Haldun, "iyi günler" dedikten sonra hemen konuya girdi; "Yeşim, senin hakkını nasıl ödeyeceğim bilmiyorum. Ama inan çok yüce bir olaya vesile oluyorsun." Elindeki telefon numarasını bana uzattı. Bu numarayı arayıp, karşı tarafa; "Haldun seni hayatını paylaşacak kadar çok seviyor. Lütfen onu kırma ve evlilik teklifini kabul et. İnan seni şimdiye kadar kimseyi sevmediği kadar çok seviyor" dememi istedi. Sonra da masama; "
Bu emeğinin karşılığı değil ama" diyerek küçük bir hediye paketi bıraktı. Masamdaki iş telefonunu alıp elimdeki telefon numarasını çevirmeye başladığımda, Haldun parmaklarımdaki titremeyi görecek diye çok endişelendim. Telefon çalmaya başlamıştı. Birden masamdaki kutudan love story müziğini duydum. Telefon halen kulağımdaydı. Bir yandan da kutuyu açmaya çalışıyordum. Kutuyu açtığımda bir cep telefonu gördüm. Telefonu aldım ve açtım. Haldun bir hamle ile masamdaki iş telefonunu kulağımdan aldı. Ben ise gayri ihtiyari cep telefonunu kulağıma götürmüştüm. Haldun, şimdiye kadar duymayı her şeyden çok istediğim, bir kerecik duyduğumda ölmeyi bile kabul edeceğim o cümleleri söylemeye başladı. Ben ise göz yaşlarımı tutamadım ve boynuna sarıldım.


BİRTEK SENİ UNUTMAYACAĞIM

Şimdi sen gideceksin ve ben arkandan bakakalacağım. Dur diyemeyeceğim, sesim çıkmayacak. Susuşlarımda saklı kalacak duygularım ne kötü... Söz geçiremeyeceğim göz yaşlarıma akacak. Saklayacağım görmeyesin diye, beceremeyeceğim. "Ağlama" diyeceksin bana, seni dinlemeyeceğim. İçimde biriken ne varsa gözlerimden taşacak dışarı. Dokunmak isteyeceksin, başımı geri çekeceğim öfkeyle. Kızgınım gidişine çünkü, öfkem bir dağ gibi büyük. Ne varsa hayata dair alıp götürüyorsun benden farkında değilsin. Ya da farkındasın ama değilmiş gibi davranıyorsun. Sen kendi yolunu çiziyorsun şimdi ve doğru bildiğini yapıyorsun. Bense binlerce yanlışın ortasında tek başımayım. Oysa beklediğim sevgiliydin sen. Yorgun dünlerden damıtılmış, kimliksiz sevdalardan süzülmüş aşkımın tek sahibi. Sanki seni aramıştım yıllarca da , ararken aşk niyetine yabancı kollarda uyumuştum. Bu yüzden kimse kandırmadı beni, dindirmedi aşka susamışlığımı. Hep eksikti hep yarım. Ne yazık ki "Bu kez tamam" dediğimde de yarım kaldığımı görüyorum. Belki de sevmeyi beceremiyorum ben.

Öyle ya, deli sevdalar bana göre değil belki de. Dümdüz, heyecansız, içimdeki kuşlar kanat çırpmadan ve tutkuyu kanımda hissetmeden yaşamalıyım aşkı. Buna aşk denirse tabii.. Bu yarım kalmışlık duygusu yok olur mu o zaman? Peki sen biliyor musun bu acıya katlanmaların ilacını? Bu yürek sancısını ne dindirecek? Bu geceler nasıl geçecek? Söyle yar, içimi kor gibi yakan bu ateş nasıl sönecek?
Acelen var biliyorum. Gideceksin, yaşanmamış zamanları da beraberinde götüreceksin. Bunu hiç istemiyorum. Ne berbat bir duygu bu.. İstemediğim bir şeyi yaşıyorum ve buna engel olamıyorum. Benden bağımsız gelişiyor her şey. Çarpmanın etkisiz elemanı gibiyim. Ya da bir savaş filminin daha ilk karesinde atılan ilk kurşunla düşüp ölen ve bir daha da hiç görünmeyen figüran...
Haydi git, bu yol senin yolun. Dilediğince özgür at adımlarını. Kendin için iyi olanı yapıyorsun ya ne önemi var gerisinin. Yaşadığımız kısa günlerin anısına sığınır, atlatmaya çalışırım bu acıyı. Sensiz olmaktan daha kötü ne olabilir bu hayatta ki? Bir insanın başına en kötü şey gelmişse başka hiçbir şeyden korkmuyor. Bir tek seni kaybetmekten korkuyordum, onu da yaşadım zaten. Haydi git, merak etme yaşayacağım. Sensiz olsam da bu sevdayı yaşatacağım.


BİRUMUT
 
HAYAL DÜNYAMIZ
 
hayal..
GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEK
 
gerçeklerle..
ARKANA BAKMADAN GİTTİN
 
arkana...
YENİ AŞKLAR
 
yeni bir aşka...
 
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
BİNBİRUMUT Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol